1-Aşk, tedavi edilmesi gereken ama bulaşıcı olmayan bir hastalıktır.

   2- Aşk, çoğu zaman kavuşamayacağını bile bile, sanki şimdi gelecekmiş gibi kapıda sevgiliyi beklemektir.

   3-  Aşk, belki hiç aramayacak olan sevdalıyı  telefonun başında onun aramasını  beklemektir.

   4- Aşk, hayellerinde kurduğun bir gezegende ikiniz için yaşadığınız bir hezayandır.

   5- Aşk,herkesin yaşaması gereken bir duygu yumağı, hayatın ümididir.

   6-  Aşk, elinden tutamazsan bile uzaklarda da olsa O'nun seni sevdiğini bilmendir.

   7- Aşk, bir çeşit ruh hastalığıdır.Öyleki aşkın gücü mantıklı düşünmeyi engeller.Eskilerin deyimiyle aşk deliliktir.

   8-   Aşk, sevginin uğruna bütün dünyayı karşına alıp savaşmaktır, bütün mevzileri kaybetsen bile...

Bu sefer dudağından öperek başlamak istiyorum mektubuma. Gelen mektubunda "delisin sen, unut beni" diyorsun.Bilmezmisin midemdeki ülser gibisin istesemde unutamam seni.

    Aşkın nasıl ne menem şey olduğunu gördünmü? Nasıl hatırladın yıllar önce çekirdek çıtladığımız yeri. Kimler vardı yanımızda onları bile hatırladın.

    Ama dün birden bire ne demeye başladın? Unut, beni mahvettin diyorsun. Seni mahvetmek unutamamaksa, sevilmekse sen mahvolmuşun kızım. Sen ölmüşsün, sen yaşamıyorsun artık. Seni o kadar seviyorum ki sen onu ancak başını göğsüme yaslayınca kalbimin sesinden anlayacaksın. Olur da benden önce göçüp gitsende hatıralarınla avunacağım.Gözlerin gitmeyecek gözlerimin önünden.

    Gülaştı; Beni annesi vurulmuş bir ceylan yavrusu gibi mi bırakacaksın? Beni köpeğin dişleriyle kulağından tuttuğu tavşan gibi çaresiz mi bırakacaksın? Be Gülaştı, ilkbaharda Gelivera Deresi taşar sel olurya, sen beni sele karışıp giden kuzu mu gibi bırakacaksın? Gülüm sen beni kökünün toprağını derenin aldığı çam fidanının dereye devrilmesi gibi devireceksin anlaşılan! Anladım bana kastin var senin! Sen beni yaşarken öldüreceksin. Boşuna inkarın boşuna. Ben ölürken bile dudaklarım kelime-i şahadet yerine adını sayıklayacaklar. Anlayabildin mi şimdi beni?

   Gel aşkımı görde Gelivera Deresi'nde sele karışan o kınalı kuzuya uzat ellerini, çek dereden çıkar onu. Bir hayat bağışla ona. Olmaz mı diyorsun? Kalbin nasıl dayanacak Karadere'de otlarken azgın suyun kapyığı kuzunun derede yuvarlana yuvarlana gidişine. Ağlamayacak mısın? Gözlerinden yaşlar süzülmeyecek mi o kuzu için? Kuzu gidiyor bak Hacullu'yu geçti.Akşama varmaz Espiye'den dökülür denize. Martılara karabataklara yem olur artık.

    Kırçiçeğim; Korkmuyor musu, gece kabusların olacak o kuzu senin. Senin kuzun benim bildin mi kuzum?

     Gülaştı, kulağına söyleyim son sözümü;Daha rüyalarıma girme, uyuyamıyorum geceleri

       Seni ağlatanlar utansın